Kayseri yeniden bir Atatürk heykeline hücuma sahne oldu.
Kocasinan ilçesinde yaşayan Yaşar Kılıçkaya ile yeğeni Zeynep Abdullah, Kurban Bayramı’nın birinci günü olan16 Haziran günü Cumhuriyet Meydanı’na giderek Atatürk Anıtı’na saldırdı.
Saldırının akabinde yakalanan Yaşar Kılıçkaya ile Zeynep Abdullah, emniyetteki süreçleri sonrası tutuklandı.
1 yıldan 3’er yıla kadar mahpus cezası istendi
Dayı ve yeğenin saldırısı için Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak, iddianame düzenlendi.
Kayseri Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, dayı-yeğen hakkında ‘Atatürk’ün anısına alenen hakaret’ hatasından 1 yıldan 3’er yıla kadar mahpus cezası istendi.
“Saldırıyı yapmak içimden geliyordu”
Kayseri 14’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın birinci duruşmasında, sanık Kılıçkaya ile yeğeni Abdullah hazır bulundu.
İddianamede yer alan ‘Bugün putları yıkma bayramı’ ve ‘Bu demirden adama neden tapıyorsunuz’ şeklindeki sözleri kullanmadığını argüman eden sanık Yaşar Kılıçkaya, “Atatürk’ün şahsına yönelik hakaret kullanmadım. O da bizim üzere bir insan. Onun işi, Allah’a kalmış. Benim onunla bir derdim yok. ‘Kula tapmayın’ dedim. Rastgele bir örgütten talimat almadık. İçimden bu türlü bir şey yapmak geliyordu.
Zeynep de ‘Dayı, ben de gelmek istiyorum’ dedi. ‘Yapma; senin çocuğun küçük, kaldıramazsın’ dedim. Allah’tan öteki gerisine düşülen her şeye karşı çıkıyorum. Allah’tan oburunu ilahlaştırmayın. Yalnızca Allah’a iman edin.” dedi.
“Allahla konuştum, ben mesihim”
Herhangi ruhsal bir tedavi görmediğini de anlatan Kılıçkaya, “Allah’ın huzuruna çıkıp, onunla konuştum. Bu nedenle kendimi ‘mesih’ olarak görüyorum. Bu hareket evvelce düşündüğümüz bir şeydi. ‘Bu demirden adama neden tapıyorsunuz’ demedim. İnsanların bunları bu kadar çarpıtacağını bilemedim.
Amacım, bu hareketle insanlara yanlışsız yolu göstermekti. Allah’tan diğerini ulu olarak görmemelerini sağlamaktı. Anlamayacaklarını bilseydim, bu aksiyonu yapmazdım. Maksadım yalnızca insanları gerçek yola sevk etmekti.” diye konuştu.
“Dayımın mesih olduğuna inanıyorum”
Dayısının ‘mesih’ olduğuna inandığını söyleyen Zeynep Abdullah ise “Hiçbir biçimde bir cisme ya da şahsa hakaret etmedik. İbrahim Aleyhisselam’ı örnek alarak, putlara vurduk. Bütün peygamberlere inanıp, iman ettiğim üzere dayımın da ‘mesih’ olduğuna inanıyorum. Sadece Allah’tan diğer ulu olmadığını, Allah’ın sıfatlarının diğerlerine yüklenemeyeceğini beyan ettik.
Allah’a şükür rastgele bir ruhsal tedavi görmedim. Kutsal kitapları okuduğum için dayımın aksiyonuna katılmak istedim. ‘Allah’ın sıfatlarını kullarına takmayın’ ve ‘Allah’tan öbür büyük yoktur’ şeklinde kelamlar söyledik.” dedi.
Sanıkların tutukluluk hali devam edecek
Mahkeme hakimi, verdiği orta karar ile sanıkların cezai ehliyetlerinin yerinde olup olmadığının tespiti için Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sıhhati ve Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilmelerine karar verdi.
Hakim, sanıkların hareketlerinin toplumda infiale yol açan bir aksiyon olması ve şimdi akıl sıhhati raporlarının mahkemeye ulaşmaması nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)
