Yeni dönem öncesi hazırlıklarını Avusturya’nın Geinberg bölgesinde sürdüren Üstün Lig’in son şampiyonu Galatasaray’da Uruguaylı orta saha Lucas Torreira, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Bence sonuncu sahiden çok zordu. Zira son maça kadar kaldı. Birinci dönemde daha öncesinde şampiyon olmuştuk. Fenerbahçe ile oynadığımız maçta şampiyonluğumuzu ilan etmiş bir formda oynadık. O vakit farklı bir rahatlıkla oynadık alışılmış ki. Bu sene kazandığımız şampiyonluğun ise farklı bir tadı vardı zira bunu son maçta kazandık. Maalesef konutumuzda Fenerbahçe’ye karşı oynadığımız maçı kazanıp da kutlayamadık. Taraftarımızın ve bizim isteğimiz buydu aslında. Lakin futbol böyledir. Bazen büyük rakiplere karşı oynarsınız. Fenerbahçe de büyük bir grup. Katiyen altını çizmek istiyorum. Her vakit burada saygıyı eksik etmemek lazım. Benim için en değerlisi ikincisi diyebilirim. Daha sıkıntı olan oydu.
Fenerbahçe’nin Harika Kupa’ya çıkmaması…
Gerçekten neden o denli bir şey oldu, nasıl bu noktaya gelindi ve Fenerbahçeliler ne yaptı tam olarak öncesini bilmiyorum. Evvelki haftada birçok seçeneğin olduğunu biliyorum. Biz yalnızca konsantreydik. O maç için hazırlıklarımızı yaptık. Hem ülke için hem de o kent için de değerli olduğunu düşünüyorum. Maalesef olan oldu. Biz bir kurum olarak basitçe kendimizi orada oynamak için hazırlamıştık ve geldik. Orada U19 ile çıkmaya karar verdiler. O anda bizim içimizden geldi diyebilirim. Orada alkışlamamız gerektiğini düşündük zira gençler de sabah maça çıkmışlardı. Çok değerli bir efor sarf ettiklerine inanıyorduk. Kararlar maalesef diğerleri tarafından alınıyor. Onların çıkması gerekti. Biz daha sonrasında kupayı kaldırdığımız için memnunduk. Onu kutladık ve daha sonrasında oraya gelen beşerler için bir idman yaptık. Türkiye üzere bir futbol ülkesi için çok kıymetli. Birebir vakitte bir sürü insan o kentte maçı izlemeye gelmişti. Onlar için de değerliydi. Bence bu şekil şeylerin olmaması lazım. Ben daha evvel görmemiştim aslında. Umarım tekrardan olmaz. Yalnızca Galatasaray yahut Fenerbahçe için değil. Türk futbolunun ve genel olarak futbolun yeterliliği için…
“Fred’le oynamak keyifli olurdu”
Gerçekten büyük bir talih aslında Fred’in Türkiye’de oynuyor olması. Maalesef rakip ekibimizde oynuyor. Ancak tekrar de onunla oynamak, oynuyorken görmek bizim için bir keyif oluyor. Fenerbahçe’ye ne kadar kendini verdiğini biliyoruz. Geçtiğimiz dönemin en düzgün oyunculardan biri tanesi olduğunu da biliyoruz. Çok hoş olurdu alışılmış ki de bizim tarafımızda oynuyor olsaydı. Ama bugün bizim karşımızda ve biz onun karşısına çıkmakta da motive oluyoruz. Benim ve ekip arkadaşlarım içinde o denli. Fenerbahçe ile konutumuzda oynadığımız maçta da en yeterli oyuncularından bir tanesiydi. Bu ligin en âlâ oyunculardan bir tanesi. Bu makûs bir şey değil. Umarım Fred, Torreira ve İsmail üzere birebir vakitte her vakit söylüyorum Kerem üzere, Sergio ve Berkan üzere bu düzeyde oyuncuların gelmesi bu ligde kalitenin daha da fazla artması bence hoş bir şey.
“Nando beni arıyordu lakin telefonlarını açmıyordum”
Türkiye’ye birinci geldiğinde çok zorlandığını ve İtalya’yı çok özlediğini tabir eden Torreira, kelamlarına şöyle devam etti:
Bunu kabul etmek lazım, Türkiye’ye gelmek için birinci fırsat çıktığı vakitten beri Nando neredeyse her gün beni arıyordu. Ben de Fiorentina’da çok düzgün bir dönem geçirmiştim ve İtalya’dan ayrılmak istemiyordum. Zira orası çok sevdiğim ve rahat hissettiğim bir ülkeydi. İtalya’da da oynamak nitekim hoşuma gidiyordu. Fiorentina’da geçirdiğim en uygun sezonlarımdan bir tanesiydi. 6 ay sonrasında Dünya Kupası maçları vardı ve çok süratli bir biçimde imza atmam gerekiyordu. Nando aradığı vakit telefonları açmıyordum. Çok fazla gelmek istemiyordum zira ülkeyi tanımıyordum. Türkiye neresi bilmiyordum. Ancak şunu söylemem lazım. Birinci hafta çok zordu. Geldiğim vakit İtalya’yı çok özlemiştim. Biraz da değişiklikten korkuyordum.
“Türkiye’yi tanısınlar”
Fakat artık iki sene geçti ve katiyen söylemem gerekiyor ki bu ülkeye aşık oldum. Bunları insanların güzeline gitsin diye söylemiyorum. Sahiden geldikten sonra beşerler beni çok âlâ karşıladılar. Ben de her anımda çok keyif aldım. Tatilden de o yüzden erken geldim zira benim için İstanbul çok keyifli. Burada bir sürü beşerle tanıştım, birçok kontağım oldu. Bu ülke hoşuma gidiyor. Şu anda keyif alıyorum ve Avrupa Kupası’ndan da çok keyif aldım. Türkiye üzere büyük bir ülkenin dünyada tanınıyor olması, farklı bir futbol gösteriyor olması bence çok değerli. Futbol dışında da aslında birçok hususta ön plana çıkması gereken bir ülke. Beşerler gelsinler ve Türkiye’yi tanısınlar. Zira Türkiye’nin inanılmaz yerleri var.
“Türkiye’nin en uygun ekiplerinden bir adedinin formasını giymek memnunluk verici”
Ailemle ve arkadaşlarımla buraya geldiğimiz vakit çok keyifli vakit geçiriyorum. Bence dünyanın ve Türkiye’nin en güzel kadrolarından bir adedinin formasını giymek de benim için çok keyifli verici. Galatasaray’daki maceram umarım birçok sene daha devam edecektir. Türkiye’deki beşerlerle birlikte vakit geçirdiğimizi görüp öbür oyuncular da buraya gelsinler. Ben kendi tarafımdan en azından güzel bir imaj vermeye çalışayım, çocuklara da güzel örnek olayım istiyorum. Yalnızca Galatasaray taraftarı değil, öbür taraftarlardan da bir sürü insan bizi takip ediyor ve seviyor. Benimle de ilgili düzgün şeyler söylüyorlar. Onlar için de hürmet bedel ve örnek bir insan olmak istiyorum.
